Yüzleşme
Gerçek olamayacak kadar korkunçtu. Karanlıkta deli gibi koşuyordum. Ayaklarım beni götüremeyecek diye düşünsem de mücadelemin verdiği güç beni bırakmıyordu. Saklandım , tırmandım hatta dövüştüm. Ben yenilen olamazdım. Korktum bir an yüreğimin duracağını hissettim. Bu bana daha da bir hırs vermişti. Gözüm karaydı tam bir savaşçıydım . Bu hayat bana yaşanmak için verilmişti bu hayatın iliğini emerek kanını içerek hakkıyla kendimi yaşamaya adayacaktım.
Tökezledim bir an kendimi tutamamış yere yıkılmıştım işte o an düşmanımı gördüm. İnanamadım inanılmayacak kadar korkunçtu. Gözlerim yanılıyor diye düşündüm ama en açık şekliyle düşmanımın yüzünü görüyordum. Üstü başkalarının açtığı yaralarla doluydu, gözleri kanlanmış kızarmış , ağzı öfkeden kapalı ve gergindi, hızlı hızlı soluyordu, üstünde erken yaşta yaşlanmanın verdiği yorgunluk görülebiliyordu. İşte o bendim. Derinliklere gömdüğüm yaralanmış ben. Kendi gibi olmaya çalışırken renklerini korumak için bütün darbelere maruz kalan ben onu unutmuştum onu unutmak istemiş en derinliklere bütün geçmişimle gömmüştüm. Ondan "kendimden" vazgeçmek bir günde verdiğim karar değildi. Hatta benim bile vermediğim bir karardı. Ötekiler öyle istemiş beni bunu zorlamışlardı. Ben güçlü değildim. Onların karşısında onları susturup doğrularımı kendimi anlatacak yetiye sahip değildim. Öyleysem bile yapamadım. Öylece kendimden vazgeçtim,unuttum, onlara dönüştûm.Yaşama isteğimden yapttım bunu ben de mücadelesiz yaşamak istemiştim. Yaşamıştım da ama yaşayan ben değildim kalabalıktan birisiydim. Böyle olmamak için çabaladığıma inanıyorum yoksa kendimden nasıl bu kadar çabuk vazgeçebilirdim.
Kendimle göz göze gelince yaşadığım her şeyin kendi uydurmam yalanlar olduğunu ve bunlara o kadar inanmak isteyip öyle yaşamaya kendimi zorladığımı apaçık şekliyle ne kadar acınası olduğunu anladım. Kabullenmiştim. Kabullenince sahte hayatıma dönmek imkansızlaşmıştı. Artık gerçekliğin önüne koyduğum sahte perdeler kalkmıştı. Bütün hayatımı nasıl anlamsızca kaybettiğimi anlamak nefesimi kesmişti boğazım dügümlendi , göğüs kafesim dar geldi. Yapacak tek şeyi yaptım.Kendimin elini tuttum konuşmuyorduk zaten buna ihtiyacımız da yoktu. Karanlıkta yolun sonuna geldik. Ağlayarak gelip yaşayamadığım bu hayattan öz benliğimle uçarak gittim. Rüzgar hiçbir zaman tenimi bu kadar naif okşamamıştı
Yorumlar
Yorum Gönder