Kayıtlar

Haziran, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Boşluk Hissinde Yaşamak

 Hiç olmadığım birisi olmak istiyordum dünyanın geri kalanı gibi ben de hayatımdan memnun değildim. Kendimi sorgulamama sebep oldular , kendime bile güvenimi kırdılar. Kimsesiz "bensiz" kalmıştım. Bir enkaz gibi yaşadığım yıllardan aklımda sadece derin bir hüzün kalmıştı hatırlayabildiğim. Keşke geçmişe dönüp kendimi o enkazdan kurtarabilseydim kendimin yaralarını sarmak için tek kendim bile yetmiyordu; ben lazımdı bana. Maddi olarak bir insanın varlığını ,sarılmayı o kadar unutmuştum ki. Bu eller her şeye yabancı gibiydi. Ben neredendim ki nereye yabancı olabilirdim. Çılgın kalabalığın dışında rüzgarın estiği yere savrulmayı bile becerememiştim. Rüzgar bile kabul etmemişti beni sahiplenip götürmeye. Eski paslanmış bir çivi gibiydim olduğum yerde çürüyordum.        Büyüdüm yaralarımı iyileştiremesem de üstlerini sarıp devam etmiştim. Kendimi kabullenmiş kendime yetebilmiş kendimle barışabilmiştim. Gördümkü bütün yaralarım onların bana verdikleri kendi sorunla...

Nerdesin Sevgilim ?

 Eve gelmişti. Gelmemek için her şeyi yapsada nereye gidebilirdi ki. Görmek istemediği bir gerçekti evi. Bütün yaşanmışlıkların somut kanıtıydı. Evin içine girme düşüncesi bile içini eziyordu. Yine de yapması gerekiyordu öyle demişlerdi; acıyı kabullenmelisin. Böyle yaşanmazmış ilerlemesi gerekiyormuş aynı gün defalerca yaşayamazmış. Onlar bildiklerini düşünüyorlardı ama bilmiyorlardı ilerlemek imkansızdı.Onun içinden önüne bakacak güç gelmiyordu o gün bir parçası yok olmuştu ,onu o yapan yarısı toprağa girmişken yeni bir güne başlamayı nasıl kabul edebilirdi. Onu bir daha göremeyeceği ,sıcaklığını yanında hissedemeyeceği ,gülüşünü , gözlerinin ışıltısını, saçlarının rüzgarda uçuşunu izleyemeyeceği, küçük takıntılarını,kendine özgü alışkanlılarını bir daha görememek mi? O toprağa girememişti onla ama içinde yaşayan tek şey öfkesi kalmıştı. Bedenin altında boş bir ruhtu. Tek ölen sevgilisi değildi. Beraber gelecekleri, yaşayabilecekleri onca an, onca gülüşme , onca güzel saat ve on...

Tablodaki

 Ailesinin evindeki bu resmi küçüklüğünden beri izlemeyi severdi. En büyük kavgalarda bu resmin dünyasına dalar; manzaradaki yeşilliklerle çevrili bu taş evde yaşadığını resimdeki gibi bir yaz günü evin aşağısındaki ılık sulara girdiğini düşlerdi. O evde yaşasa bahçesinde tatlı meyvelerde olurdu kesin. Ağaçtan meyve toplamak zevkli olmalıydı yaşlılar öyle diyorlardı hep. İnsanın kendi yetiştirdiklerini yemesi iyi hissetiriyormuş. O bunları hiç bilmiyordu. O betonlarla kaplı bir dünyaya doğmuştu. Plastiklerin zevksiz binaları süslediği egzoz dumanlarıyka kaplı sisli bir dünyanın çocuğuydu. Doğaya çok uzaktı. Hem resimdeki evde yaşasa güneşin vurduğu cam mavisi sularda rahatça yüzerdi. Suda vakit geçirmeyi çok severdi. Her yıl artan sıcaklardan böyle kaçardı. Yaşadığı yerde deniz vardı yılda bir kaç kere anca gidebiliyorlardı ailesiyle ama o denizden nefret ediyordu. Onun denizi tablodakiyle kıyaslanamayacak kadar kötüydü. Denizin rengi koyu yeşile kaçmış üstü pis atıklarla kaplıl a...

Gecenin Getirdikleri

 Yatağına bütün dünyanın ağırlığını sürükleyerek girmişti. Tanıdıklarının onu kınayan laflarıyla, bir ara sevgili olan ailesinin en acımasız şekilde onu yargılamısyla, beraber gülüp eğlendiklerinin ona bambaşka yabancı birisi gibi davranmasıyla bütün kötülükleri omuzlarına oturtmuş; yatağına uzanmıştı. Akşama kadar bekliyordu bu kötülükler; ne zaman vücudunu yatağın sıcak misafirperverliğine bıraksa bütün hepsi aklına doluyordu .zihninde onları kovmak için çabalıyordu ama gitmiyorlardı. Seslerini yükselterek kendilerinin değişemez üstûn ahlak kuralları ile onu suçluyorlardı.Onu olmadığı birisi gibi çarptırıyorlar kendisinin bile ağzını açık bırakan kötülükleri ona yakıştırıyorlardı. Bu sesleri susturmak zordu karşı geliyor konuşuyor onlara kendisini anlatmaya çalışıyordu ama dinlemeyen kulaklara hangi ses işlerdi ki. En acısı da bu seslerini yükseltenler bir ara ne naziklerdi ne iyilerdi ona karşı çünkü o, onlardan biriydi ; onların onu tanıdığı kadar. Onu o yapan özelleklerini tan...

Bitiş Anı

 Her şey gözlerini açayıp kapayıncaya kadar olmuştu. Şimdi olanları aklında yeniden canlandırmaya çalışıyordu ama hatırlayamıyordu zaten her şeyi unuturdu önemli olanları bile unutur sadece hisleri kalırdı adlandıramadığı duygularla yaşardı. Şimdiyse kanlar içinde pis yerde yığılmıştı etrafında koyu gecenin ağırlığı ve uzaktaki ayın ışığından başka acıları  vardı tek o ve acıları. Buraya nasıl gelmişti ? Başarısızlıkları mı onu buraya sürüklemişti , farklı davranmıştı çevresindekiler gibi olmamış onlardan da uzaklaşmıştı bundan mıydı ? Onun da girdiği çevreler olmuştu eğlenmişti ama uyamamıştı. Çokta istememişti hayattan hırslarıyla saldırmamıştı her bir yanından dünyaya. Herkes gibi mutluluk istemişti ( herkes mutluluk istemez miydi?) Şimdi gece daha da soğuktu acımasızdı zihnine dolan düşünceler gibiydi. Ne kadar zamanı kalmıştı yaşamaya yaşamakta denilmez ya bu ıssız yerde ölecekti o da biliyordu ama bu noktada ölümün  ismini anmak cesaret edemiyordu eğer dillendirirse...

Başlangıç

      Yarım bıraktığım tamamlanamayacak yazılarım olsun boş zamanlarımı değerlendirmek için yazdığım hikayeler  ve anlamsız kendi yazılarımı burda yayınlamak için bulunuyorum.       Çok mu boş konuştum yaparım öyle